
Little Miss Sunhine'ı neden sevdik?
Birbirinden kopuk aile fertleri külüstür sarı bir vosvosa atlıyor. Amaç; Minikler Güzellik Yarışması (Little Miss Sunshine) adaylığa seçilen ailenin küçük kızı Olive'i Kaliforniya'ya götürmek. Yine bir yolculuk filmi; sorunlu bir aile yola atlayacak, yolda güldürücü, üzücü şeyler yaşayacaklar ve sonda hepimiz güleceğiz. Tam olarak böyle değil.
Şöyle bir canlandırın: "Kaybetmeye Hayır" kitabını yeni yazmış, kaybetmeyi sevmeyen, ıslah olmaz iyimser, kusursuz görünüşlü Baba Richard; aileyi umutsuzca çekip çevirmeyen çalışan, ikinci evliliğinde olan Anne Sherly; uyuşturucu bağımlısı, ağzı ve ahlâkı bozuk Dede Edwin; başarısız bir intihar girişiminden çıkmış, eşcinsel, Proust uzmanı, yazar Frank Dayı; Nietzche'ye delice hayran, amacı olan Hava Okuluna girene dek konuşmama yemini etmiş, Richard’ın üvey oğlu Ağabey Dwayne; ve bunca alâkasız tipin arasında, güzellik kraliçesi adayı, şirin göbeğiyle yedi yaşındaki Olive. Herkesin ayrı ayrı kaybettiği sözüm ona bir ailenin yaşamına, hastaneden çıkan Frank Dayı’yla hazırlıksız giriyoruz ve sadece masa sahnesinde ailenin birbiriyle ne kadar uyumsuz olduğunu fark ediyoruz. Her biri ayrı bir sit-com’a karakter olacak fertlerin akşam yemeğinde yedikleri “takeout” yiyeceklere, Sprite’ı içtikleri promosyon bardaklara bakarsak; orta sınıf Amerikan toplumunu izlediğimizi anlarız. Vasat bir izleyici; Hooverlar’ın uyumsuz fertlerinden sinema diline göre mücize beklendiğini, yolculuk hikayesine başlamadan art arda gösterilen karakterlerin tek ortak yönünün Olive’ı “mutlu etmek” olduğunu yemek sahnesinin sonunda anlamıştır. Anlamayıp izleyenlerin saçma buldukları şeyler, ta en başta o sıcacık müzik eşliğinde zaten gösterilmiş. O kültürün yemeği, tatlısı, basmakalıplığı, yüzeysel yaşaması ve başarısızlığı yönetmen karı-koca Jonathan Dayton ve Valerie Faris’in ilk uzun metrajlı filminde yer almış. Filmi duygusal aile komedisi, yol hikayesi, yüzeysel bir eleştiri diye sınıflandırıp beğenmeyenler var, ben karşı taraftayım. Little Miss Sunshine, bozuk bir toplumun aldatıcı bir gerçeklikle hicvedildiği harika bir bağımsız filmdir.
Yazının devamı için tıklayınız...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder